Internette Alan Adı (Domain) Savaşları

INTERNETTE ALAN ADI SAVAŞLARI

Büyük küçük fark etmeksizin bir çok firma ürünlerini ve hizmetlerini pazarlamak, tanıtım yapmak, müşteri potansiyelini artırmak için interneti kullanmakta, bir web sayfası olmayan veya en azından elektronik posta adresi bulunmayanlara farklı bir gözle bakılabilmektedir.

Günümüzde artık resmi yada resmi olmayan organizasyonların, firmaların ve hatta kişilerin birer web sayfası ve bu web sayfalarının yer aldığı alanların adları (domain name) olmuş ve alan adları elektronik iletişimin kendisi kadar önemli hale gelmiştir.

Kişi ve kuruluşlar doğal olarak alan adlarını (domain name ) alırken isimleri, markaları veya markaları kadar onları tanımlayan firma adları, kişi adları ve soyadları ile bağıntılandırmışlar ve böylelikle de alan adları bir fikri ve şahsi hakka, haksız kullanımı tecavüze, bu konudaki uyuşmazlık da “alan adı ihlalleri-uyuşmazlıkları” na dönüşmüştür. İşte bu aşamada “fikri ve sınai haklar” , “hak sahipliği” , “kötü niyetli tescilin iptali” yani “HUKUK” devreye girmektedir.

ICANN (The Internet Corporation for Assigned Names and Numbers-Tahsis Edilmiş İsim Ve Numaralar İçin İnternet Kuruluşu) teknik koordinasyonu sağlayan ve alan adı sisteminin yönetilmesi, protokol parametrelerinin yönetilmesi ile IP adresleri yer tahsisi görevlerini yüklenen ve kar amacı gütmeyen yetkili tek kuruluştur. 1998 yılında Internet iş çevreleri ve teknik, akademik ve kullanıcı topluluklarınınca oluşturulmuş bir kuruluş olan ICANN teknik fonksiyonların çözümünün ABD hükümeti ile IANA (Internet Assigment Numbers Authority) ve diğer gruplarla yapılan anlaşmalar altında üretilmesi konusunda sorumluluk üstlenmektedir.

Bugün ICANN’ın “Who Is” veri tabanına girip bir araştırma yaptığınızda bir sürprizle karşılaşmanız olasıdır. Zira yıllar boyunca bin bir emek vererek oluşturduğunuz firma isminiz veya markanız ya da tanınmış bir kişi iseniz ad ve soyadınız için domain name istek girişi yaptığınızda “üzgünüz bu ad alınamaz; fakat ……..adlarını alabilirsiniz cevabı ile karşılaşıp şok geçirebilirsiniz. Daha ayrıntılı bir araştırmaya giriştiğinizde ise bu alan adının ilgisiz bir kişi ya da potansiyel veya hatta halihazırdaki rakibiniz tarafından alındığını görebilirsiniz.

Tesadüfler dışında -ki bu ihtimalin çok az olduğu kanısındayız- neden bir kişi ya da kuruluş sizinle bağlantılı bir adı taşıyan alan adı almak istemiştir? Ve nasıl alabilmiştir?

Öncelikle nasıl sorusunu yanıtlayalım:

ICANN altında domain name kiralayan kuruluşlar önceden bu kadar çok sayıda değildi ve uygulanan kural “İlk Gelen, İlk Alır” kuralı idi. Yani siz örneğin Michael Jackson ile hiçbir bağlantısı olmayan bir kişi ya da kuruluş olsanız dahi “İlk Gelen” olduğunuz için www.michaeljackson.com web alan adını alabiliyordunuz. Tabii ki pek çok kişi ve kuruluş bu yolla hak sahibi olmadıkları alan adlarına sahip olabildiler ve onları ileride “çok kazançlı” bir iş için kullanmak üzere değerli bir kutuda sakladılar. Bu saklamanın yıllık bedelinin en fazla 35.-USD olduğunu düşünürseniz, neden kimi kişilerin hiç kullanmamalarına rağmen yüzlerce ismi kendi adlarına tahsis ettirdiklerini anlamak daha kolay oluyor.

Bu sistem bugün de değişmemesine rağmen ICANN tarafından 24 Ekim 1999 yılında yeni kurallar politikası belirlendi. Zira bu sırada internet alan adı kiralayan kuruluşlarında sayısı oldukça artmıştı.

Yalnız bu yeni kurallar da, Türkiye’de ODTÜ’nün uygulamasının aksine, başvuru sahibinden yine o isimle bağlantılı olduğunu kanıtlayıcı belgeler/kanıtlar istememektedir. Sadece bir alan adı uyuşmazlığı söz konusu olduğunda hak sahibi olan kişi ve kuruluşların bir uyuşmazlık çözüm kuruluşuna şikayette bulunarak hakkı olduğunu ileri sürdüğü alan adının üzerindeki hak sahipliğini kanıtlayıcı delilleri ileri sürme ve haksız olarak alınan alan adının hükümsüzlüğünü veya kendisine transferini talep etme hakkı vermektedir. Türkiye’de ise .com.tr ile sona eren alan adlarının tahsisini yapmaya yetkili tek kurum olan ODTÜ’nün uygulaması daha kısıtlayıcı ama diğer yandan da daha güvenli ve adil bir uygulamadır. ODTÜ isim tahsisini yapmadan önce başvuru yapan kişi ya da kurumdan mutlak suretle marka tescil belgesi, ticaret ünvan kaydı gibi belgeler talep etmektedir.

Diğer taraftan bugün uluslararası çapta en çok kullanılmakta olan .COM, .ORG, .NET ile sona eren isim tahsisleri için ödenen yılık bedel 10.-USD’ye kadar düşmüştür. Dolayısıyla bu ihlallerin artacağını söylemek de mümkün olmaktadır.

ICANN’ ın belirlediği kurallara göre bu uyuşmazlıkları çözmek konusunda belirli sayıda (4) kuruluş yetkilendirilmiştir. Bu kuruluşlardan bir tanesi olan WIPO (World Intellectual Property Organization-Dünya Fikri Haklar Teşkilatı” alan adı uyuşmazlık çözümü hizmetine 1 Aralık 1999 tarihinde başlamış ve kuruluşa 2000 yılında 1841, 2001 başından bugüne kadar ise 392 şikayette bulunulmuştur. Türkiye’den WIPO’ ya 2000 yılında 3 şikayette bulunulmuş, Türkiye’de yerleşik kişi ya da kurumların aleyhine ise 9 adet şikayet gerçekleşmiştir.

Uyuşmazlıklara konu olan tescillerin her birinin kötü niyetli tescil olduğunu söyleyemesek de önemli bir bölümünde bu unsur kendisini göstermektedir. Bunlar arasında tanınmış markalar, şirket isimleri ve ünlü kişilerin ad ve soyadlarını içeren domain name tescilleri başı çekmektedir. Ünlü sinema oyuncusu Julia Roberts, İngiliz yazar Jeanette Winterson, müzik grubu “Jethrotull”, yine sinema oyuncusu Isabel Adjani için yapılan haksız tescillerin uyuşmazlık çözüm heyeti tarafından gerçek hak sahiplerine transferine karar verilmiştir.

Türkiye’den de bu tanınmış isimlere örnek olarak WIPO’ya şikayet başvurusunda bulunduğumuz “Cem Yılmaz” verilebilir. “www.cemyilmaz.com ” ibareli alan adı alınmakla kalmamış, bu alanda bir web sayfası yayınlanarak sanatçının resim ve karikatürlerine yer verilmiş, bir funclub oluşturulmuş ve ileride bu sayfadan ticari kazanç sağlamaya yönelik köşeler hazırlanmıştır. Yaptığımız şikayet sonucu Sayın Cem Yılmaz’a transferi sağlanan alan adının altında şimdilerde hak sahibince yeni bir sayfa hazırlanmaktadır.

Yukarıda sorduğumuz neden sorusunu yanıtına gelince; bu isimleri haksız olarak alan en uygun tabir ile “açıkgözler” daha sonra isimleri sakladıkları kutuları açıp, bunları gerçek sahiplerine satmak için girişimlerde bulunmuşlardır. Öyle ki söz konusu alan adı için gerçek hak sahibinin tanınmışlığına ve mali gücüne bağlı olarak “açıkgöz”lerin talep ettikleri bedel 30.000.-USD tutarına bile çıkabilmektedir. 24 Ekim 1999 tarihinden önce bu haksız tekliflere göz yummak, farklı bir isimde alan adı almaya çalışmak ya da istenilen astronomik rakamları ödeyerek kendi haklarını para ile satın almak seçeneklerinden başka bir yolu bulunmayan iyi niyetli hak sahiplerinin, artık haklarını aramak ve daha az bir maliyetle gerekli başvurularda bulunmak ve hakkını 56 gün gibi kısa bir sürede almak seçenekleri vardır.”

  1 Yorum

  1. Gürhan   •  

    Son günlerde de bir adama rastladım(yabancı) 350k Türk sitesi var adamın gerçekten çok ilginç

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir